Skip to main content

George Miller'ın Sihirli Sayısı 7: Kognitif Psikolojinin Unutulmaz Keşfi


George Miller'ın Sihirli Sayısı 7: Kognitif Psikolojinin Unutulmaz Keşfi

Giriş:

George Armitage Miller, ünlü bir Amerikalı psikolog ve bilişsel psikoloji alanında öncü bir isimdir. 1956 yılında yayımladığı makalesinde, insan belleğinin kapasitesi hakkında önemli bir keşfe imza atmıştır. Bu keşif, "Sihirli Sayı 7" olarak bilinir ve insanların bir seferde hatırlayabileceği maksimum bilgi birimlerini belirlemiştir. Bu makalede, George Miller'ın Sihirli Sayısı 7 teorisini ve kognitif psikolojiye olan etkisini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Bölüm 1: George Miller Kimdir?

(Anahtar kelimeler: George Armitage Miller, bilişsel psikolog, akademik başarı)

Paragraf:

George Armitage Miller, 1920 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmuş, ünlü bir psikolog ve akademisyendir. Eğitim hayatına literatür ve dilbilimi üzerine yoğunlaşarak başlayan Miller, daha sonra kognitif psikoloji alanında çalışmalara yöneldi. Harvard Üniversitesi ve Princeton Üniversitesi gibi saygın üniversitelerde öğretim üyeliği yapmış olan Miller, özellikle insan zihninin bellek ve dil gibi temel işleyiş mekanizmaları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.

Bölüm 2: Sihirli Sayı 7 Nedir?

(Anahtar kelimeler: kognitif kapasite, kısa dönem bellek, bilişsel sınırlamalar)

Paragraf:

George Miller, 1956 yılında yayımladığı "The Magical Number Seven, Plus or Minus Two: Some Limits on Our Capacity for Processing Information" (Sihirli Sayı 7, Artı ya da Eksi İki: Bilgi İşleme Kapasitemizdeki Bazı Sınırlar) adlı makalesinde, insan belleğinin kısa dönem belleğinde hatırlayabileceği maksimum bilgi birimlerinin sınırlı olduğunu keşfetti. Bu kognitif sınırlamaya "Sihirli Sayı 7" denir. Miller, bir kişinin bir seferde ortalama olarak 7 artı veya eksi 2 bilgi birimini hatırlayabileceğini, yani 5 ile 9 arasında bilgi biriminin işlenebileceğini öne sürmüştür. Bu sayı, insanların aynı anda işleyebileceği bilgilerin sınırlı olduğunu ve kısa dönem belleğin kapasitesinin kognitif psikolojide önemli bir faktör olduğunu gösterir.

Bölüm 3: Sihirli Sayı 7 ve Kognitif Psikolojiye Etkisi

(Anahtar kelimeler: bilişsel sınırlamalar, öğrenme süreçleri, bilgi işleme)

Paragraf:

George Miller'ın Sihirli Sayı 7 teorisi, kognitif psikoloji alanında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu teori, insan zihninin bellek ve öğrenme süreçlerindeki sınırlamaları anlamak için temel bir kavramdır. Sihirli Sayı 7, bilgi işleme kapasitesinin sınırlı olduğunu ve bu sınırlamaların öğrenme, problem çözme ve karar verme gibi zihinsel süreçleri etkilediğini gösterir. Bu nedenle, bu teori, bilişsel psikologlar için önemli bir temel bilgidir ve birçok başka çalışmanın temelini oluşturmuştur.

Bölüm 4: Sihirli Sayı 7 ve Günlük Hayata Yansımaları

(Anahtar kelimeler: bilgi düzenleme, etkili öğrenme, bilgi akışı)

Paragraf:

Sihirli Sayı 7, günlük hayatta da birçok alanda etkisini gösterir. Örneğin, öğrenme süreçlerinde bilgi düzenlemesi yaparak, 7'ye yakın sayıda bilgi birimini öncelikli olarak işlemek daha etkili olabilir. Ayrıca, toplantılarda veya sunumlarda, dinleyicilerin sınırlı kısa dönem belleği göz önünde bulundurularak bilgi akışı düzenlenebilir ve daha etkili iletişim kurulabilir. Sihirli Sayı 7'nin günlük hayattaki etkilerini anlamak, bilgi işleme süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetmeye yardımcı olabilir.

Sonuç:

George Miller'ın Sihirli Sayı 7 teorisi, kognitif psikoloji alanında önemli bir keşiftir ve insan zihninin kısa dönem belleğinin kapasitesini belirleyen temel bir kavramdır. Bu teori, insanların bir seferde hatırlayabileceği maksimum bilgi birimlerinin sınırlı olduğunu ve bu sınırlamaların öğrenme ve bilgi işleme süreçlerine etki ettiğini gösterir. Sihirli Sayı 7'nin günlük hayata yansımaları, etkili öğrenme ve bilgi akışı düzenleme gibi alanlarda insanlara fayda sağlar. George Miller'ın bu önemli keşfi, kognitif psikolojideki çalışmaların temelini oluşturmuş ve günümüzde hala önemini koruyan bir konudur.

Comments

Popular posts from this blog

Hindistan Cevizi Yağı ve Karbonat: Bilimsel olarak cildiniz için harika bir birleşim!

Hindistan Cevizi Yağı ve Karbonat: Neden Bilimsel Olarak Cildiniz İçin Harika Bir Birleşimdir? Hindistan cevizi yağı ve karbonat cildiniz için harika bir kombinasyondur. Hindistan cevizi yağı ve karbonat birlikte karıştırılarak cildinizin sağlıklı ve lekesiz olmasını sağlar. Hindistan cevizi yağı cildinizi besleyen yağ asitleri içerdiğinden, yaşlanmanın gözle görülür belirtilerini azaltmaya yardımcı olur ve antimikrobiyal etkiye sahiptir. Karbonat, ölü cilt hücrelerini temizleyen ve gözeneklerin açılmasına yardımcı olan harika bir doğal peeling maddesidir. Anti bakteriyel özellikleri nedeniyle, yüzünüz için karbonat ve hindistancevizi yağı kullanmak sivilce, siyah nokta, püstül ve diğer akne semptomlarının tedavisine yardımcı olabilir. Ayrıca, hindistancevizi yağı ve karbonat ile cildinizi ovmak, parlak bir cilde sahip olmanıza ve cildinizi iyileştirmenize yardımcı olabilir. Hindistan cevizi yağı ve karbonat birleştirerek yapılan bir yüz maskesi, kırışıklıklar ve...

Suyun Hafızası ve Niyetleri Suya Söylemenin Gücü

Suyun hafızası var.. ‘Benim endişelerimi temizlesin’ düşüncesiyle içilen su, bedende bu komutu yerine getirir. Suyun hafızası var.. Su bütün evrenin ve kainatın başlangıç noktasını oluşturuyor. Ve insanı bedenlenmesinde etmen olan en önemli madde. Su olmadan ne yeryüzü, ne gökyüzü, hiç bir canlı olamazdı. Bedenin yüzde 70’i su ama beyinle birleştiğinde bu su anlam kazanıyor. O zaman H 2 0’dan çıkıyor. Ve ona hangi dalga boyunu yüklersen o frekansa bürünüyor. Moleküler yapısı dönüşüyor, bedene şifa katıyor. Örneğin zihninizden “Bütün kuşkularım, korkularım arınsın, bedenim bunlardan temizlensin” diye geçirip, suyu içtiğinizde, o kesin şifadır. Çünkü, sözlerle suya frekans yüklemiş oluyorsunuz. Düşündüğün anda beyin onu tanımlayarak bir dalga boyu yayıyor. Ve sen suya doğru bakarak bunları söylediğinde kayda alıyor. Bütün bunlar düşünülerek içildiğinde, bedenin ihtiyacı olan bir işleve bürünüyor. “Beni üzüntülerimden temizlesin” diye içildiğinde bedene o şekilde aktarılıyor ve kom...

Boşanmaların Artmasının Nedenleri

Boşanmalar... Artık boşanmak bir moda halini aldı günümüzde ve bir hastalık gibi hızla yayılıyor...  Peki ama neden boşanma oranlarında neden bu kadar hızlı bir artış var hiç düsündünüz mü? Bunun pek çok nedeni var aslında, artık malesef birbirimizi anlayamıyoruz, empati kuramıyoruz, televizyonlara öyle bir konsantre oluyoruz ki malesef büyüleniyoruz ve bunun farkında bile değiliz. Büyü deyince aman hangi devirde yaşıyoruz dediğinizi duyar gibiyim. Bir gerçek var inandığınız bir gerçek, Şeytan ve Şeytani varlıklar... Bizimle şeytanın ne işi olur demeyin malesef oluyor...Allah insanoğlunu öyle mükemmel yaratmıştır ki bizlere akıl, düşünce vermiştir akıl ve düşüncelerinizle bizlere özgür irade vermiştir bizler inançlarımıza göre hayatımızda deneyimler yaşarız. Duygularımız,hislerimiz,düşüncelerimiz, niyetlerimiz inancımızdan gelir,bizleri biz yapandır inançlarımız... Çocuklarımız çizgi filmlere kilitlenirken, bizlerde dizilere,tv programlarına kitleniyoruz ve bu tvlerdeki ...